SEO Nedir?
SEO (Search Engine Optimization), Google organik sonuçlardan web sitemize gelen trafiğin arttırılması için yapılan optimizasyon çalışmalarına verilen isimdir.
Arama Motorlarının Tarihi
İlk arama motoru 1990 yılında karşımıza çıktı, adı Archie. Archie, bildiğimiz arama motorlarından çok farklıydı ve sadece dosya arama işlerinde kullanılabiliyordu. Yani bilgisayarınızda bir dosya aramak gibi düşünebilirsiniz. İnternette yer alan websitelerin içeriklerini göremiyordu…
1994 yılına kadar Archie benzeri birçok arama motoru, piyasadan geldi geçti. Bazı arama motorları sadece sitelerin başlıklarından sıralamalar oluşturabiliyorken bazıları ise yanlışlıkla websitelere günde yüzlerce kez gelip, tüm sistemin dağılmasına neden oluyordu. 1994 yılında hepimizin bildiği bir arama motoru piyasaya giriş yaptı, bu işin nasıl yapılması gerektiğini herkese gösterdi: Altavista.
Altavista’nın diğer arama motorlarından farklı olduğu alanlar:
- Sınırsız bant genişliği
- İleri düzey arama teknikleri
- 24 saat içersinde URL ekleme ve çıkarabilme özelliği
- Aramanız ile ilgili öneriler ve ipuçları
Ayrıca Altavista farklı dillerde sonuç verebilen ilk arama motorudur.
Altavista ile aynı dönemde Yahoo! ve WebCrawler’ın kurulması daha sonra da 1996 yılında Google’ın kuruluşu, sektördeki dengeleri iyice değiştirdi. Altavista yavaş yavaş sektörden silinmeye, Yahoo ve Google’ın piyasayı domine etmeye başladı. Altavista önce Overture tarafından satın alındı, kısa bir süre sonra da Yahoo! bu firmayı satın aldı.
Birçok otoriteye göre, Yahoo! elindeki gücü (yani datayı) iyi kullanamadı ve istediği başarıyı bir türlü yakalayamadı. Email servisini çok iyi başaran Yahoo’nun (tabi ki o dönemde), arama motoru algoritmasında farklılığa gitmemesi, Google’ın güçlenmesine ve günümüzde dünyanın en büyük şirketlerinden birisi olmasına neden oldu.
Google’ın Kısa Tarihi
Yazımın kalanında arama motoru kelimesi yerine Google’ı kullanıyor olacağım dolayısıyla Google’ı da kısaca bir anlatmakta fayda var.
Google, Stanford üniversitesinde öğrenim gören iki öğrenci tarafından kuruluyor ve o dönemde böyle bir başarının yakalanacağı onlar tarafından bile tahmin edilmiyor. Hatta birçok defa geliştirdikleri arama motoru algoritmasını satmaya çalışan bu iki kafadar, avucunu yalamak zorunda kalırlar. Daha sonra işi uyanan diğer büyük firmalar Google’ın kapısını çalsalar da, bu sefer avuç yalayan kendileri olurlar. Google hakkında pek bilinmeyenleri anlattığım eski bir makalemde, daha detaylı bir anlatım da bulabilirsiniz.
Google, o dönemdeki başarısını “PageRank (PR)” algoritması sayesinde kazanıyor. PageRank, Google sıralamalarını belirleyen ve 0’dan 10’a kadar olan bir değerlenme modelidir. Yani eğer websitenizin PageRank değeri 0 ise siteniz değersiz, eğer bu değer 8-9-10 ise websiteniz çok değerli anlamına gelir.
PageRank, ilk yıllar sadece sitenizde yayınladığınız özgün içeriğe, aldığınız backlinklere ve size backlink gönderen sitelerin PageRank değerlerine göre belirleniyordu. Günümüzde arama motoru sonuçlarını etkileyen faktörlerin sayısı 200’lere çıksa da, o dönemde bu 3 kriter ile oluşturalan algoritma bile sektörde lider olmaya yeterli oluyordu.
Google, günümüzde dünyanın uzak ara en büyük arama motoru. Türkiye’de pazar payı %90 civarında, dünyada ise bu oran %60’ın üzerindedir. Hatta mobilde bu oran çok daha yüksek.
Gelin beraber Google’ın websiteleri nasıl taradığına ve indekslediğine yani Google nasıl çalıştığına bakalım.
Google Nasıl Çalışır?
Google’ın sayfaları arama sonuçlarında çıkarma serüveni kabaca aşağıdaki gibidir.
- Websitenize bir Seo uyumlu içerik oluşturursunuz, bir blog yazısı oluşturursunuz veya sitenizi güncellersiniz,
- Google botları (örümcekler), yeni içeriğinizi taramak için web sitenize gelir.
- Google botları genellikle linkleri takip eder. Yani dışarıdan bir link sayesinde veya başka sayfalarınızdaki linkler sayesinde Google yeni sayfanızı bulur. Eğer ortada herhangi bir link yoksa, Google’ın bu içeriğe ulaşması oldukça zor olacaktır.
- Site haritası oluşturmanız, yeni linklerin tespiti açısından çok önemlidir.
- Eğer robots.txt dosyasına Google botlarının girmesini engelleyici bir bilgi girerseniz, Google botları web sitenize giriş yapmaz.
- Eğer web sitenize gelen linkler NoFollow etiketi içeriyorsa, Google botları bu linkleri de takip etmeyecektir.
- Taranacak sayfanın Google’ın kurallarını ihlal edip etmediği incelenir.
- Eğer bir ihlal ile karşılaşılırsa, Google gerekli cezayı sayfaya keser. Belki de sayfayı indekse hiç almaz.
- Google, domain ve sayfa otoritesini belirler.
- Eğer her şey yolundaysa, Google botları, sayfalarınızı taradıktan saniyeler sonra Google, bu sayfaları indeksine alır. Not: Google’da yaptığınız arama, aktif web sayfalarını aramamaktadır. Google’ın önbelleğe aldığı sayfalara göre yapılan arama sonuçlarıdır.
- Herhangi birisi Google’da bir arama yapar.
- Google, geçmiş aramaları göz önüne alarak bazı önerilerde bulunur. (Google’a bir şey yazmaya başladığınızda Google “auto complete” yani otomatik doldurma ile bazı öneriler sunar)
- Google, yapılan aramanın eş anlamlılarını da kullanır
- Arama sonuçları arka planda kabaca belirlenmiştir.
- Arama sonuçlarında kimin hangi sırada yer alacağı da yukarıda belirttiğim gibi sayfa ve domain otoritesine göre tespit edilir.
- Google, aramaya yapan kişinin daha önce yaptığı aramaları da baz alır ve herkese aynı arama sonucunu göstermez.
- Organik sonuçlar listelenmiş oldu!
Artık muhatabımızı biraz olsun tanıdık. Peki şimdi bizim websitemiz arama motoru sonuçlarında nasıl üst sıralara çıkacak, ona bakalım. Yani SEO nedir, neden gereklidir?
Yazımızın başında SEO nedir sorusuna, Wikipedia’nın cevabı ile karşılık vermiştim ancak hatırlarsanız kısmen demiştim. Şimdi bu konuya biraz açıklık getirelim.
SEO Nasıl Yapılır?
SEO yaparken 3 temel konuyu mutlaka ele almak gerekir. Yoksa istediğiniz başarı ya hiç gelmez ya da çok uzun süre uğraşmanız gerekir.
1. Arama Botlarına Uygunluk: Web sitenizin Google tarafından kolayca taranabiliyor olması gerçekten de çok önemlidir. Bu konu ile ilgili yapmanız gerekenler,
- Websitenizin kod yapısını çok iyi oluşturmak. Mümkünse WordPress kurma veya Magento gibi platformlar kullanmak,
- Website açılış hızını arttırmak. Google botları yavaş yüklenen sayfalarda pek fazla vakit harcamak istemiyorlar. Siteniz ne kadar hızlıysa, taranma ve indekslenme oranlarınız o derece artacaktır.
- Robots.txt veya şifreleme ile Google botlarının siteye girişini engellememek,
- Prosedürlere uygun bir site haritası oluşturarak, Search Console‘a (eski adı ile web yöneticisi araçları) tanıtmak,
- Websitenizde mümkün olduğu kadar inline javascript ve inline css kodlarına yer vermemek,
- 404 ve 301 yönlendirme ayarlamalarını çok iyi yapmak,
- Websitenizin mobile kullanılabilirliği oldukça iyi olması,
olarak sıralanabilir.
2. Site İçi SEO ve Site Dışı SEO Çalışmaları: Google’ı memnun ettik, sıra geldi arama sonuçlarındaki rekabette nasıl fark yaratmamız gerektiğine. (Yukarıdaki maddeleri tamamlarsanız, zaten önemli bir fark yaratmış olacaksınız ancak amacımız her zaman en yukarısı.
Site içi optimizasyon, adından da anlaşılacağı gibi websitenizin içinde yaptığınız arama motoru optimizasyonu çalışmalarını temsil etmektedir. Site içi SEO çalışmalarını özetlemek gerekirse:
- Kaliteli içerik: Websitenizde yayınladığınız içerikler çalıntı, kopya ve yetersiz olmamalıdır. Oluşturduğunuz tüm sayfalar özgün ve kullanıcıların yararına olmalıdır. Bu konu için içerik ajansı ile çalışabilirsiniz.
- Arama hacimleri: İçeriklerinizi arama hacimlerini göz önüne alarak üretmenizde fayda var. Kimse tarafından aranmayan konular yerine arama hacmi olan konuları içeriklerinizde kullanabilirsiniz. Hangi kelimelerin kullanıcılar tarafından arandığını öğrenmek için en çok hit alan kelimeler isimli makalemi inceleyebilirsiniz.
- Başlık ve meta açıklamaları: Başlık ve meta açıklamalarını ne kadar etkili yazarsanız arama motoru sonuçlarında o kadar üst sıralarda çıkmaya başlarsınız. Başlık ve meta açıklamaları ile ilgili detaylı bilgiyi makalemizde bulabilirsiniz.
- Site içi linkleme: Site içi linkleme strateji ile öne çıkarmak istediğiniz sayfalara link gönderebilir, bu sayfaların organik sonuçlardaki sıralamasını arttırabilirsiniz.
Site dışı optimizasyon da adından anlaşılacağı gibi sitenizin dışında yaptığınız SEO çalışmalarıdır. Aslında en çok da dikkat etmeniz gereken konulardan da biridir. Neden mi?
- Zararlı backlinkler: Websitenize saçma sapan sitelerden backlink alırsanız, siteniz banlanabilir. Dolayısıyla hiç hesapta yokken siteniz bir gün arama motoru sonuçlarından silinebilir.
- Doğal olmayan backlinkler: Piyasadaki abuk sabuk backlink paketleri satın alıp, sitenize gelen backlink sayısını 5’e katlarsanız, Google’ın gazabından nasibinizi alabilirsiniz.
Websitenize kendi ayarınızda hatta biraz daha kaliteli sitelerden backlink almalısınız. Ayrıca eğer backlink satın alacaksanız mutlaka doğal görünümü bozmamaya çalışın.
3. Kullanıcı Deneyimi: Birçok website sahibinin veya SEO uzmanının düştüğü hatalardan biri de kullanıcı deneyimini hiçe sayıp, sadece SEO çalışmalarına yönelmek. Eğer kullanıcılarınızın websitenizde geçireceği zamanı kaliteli bir deneyime getiremezseniz; oturum süresi, sayfa terketme oranları ve gezinilen sayfa sayısı oldukça az olacağı için, bu durum arama motoru sonuçlarını olumsuz etkileyecektir. Özetle, websitenizin görselliğini ve kullanılabilirliğini üst seviyede tutmalısınız.
Çalışmalardan sonra seo raporu hazırlamayı da unutmayın.
SEO Neden Gereklidir?
SEO nedir ve nasıl yapılır konularını hallettik sanırım. Şimdi gelelim SEO neden gereklidir, SEO bizim ne işimize yarayacak adlı soruların cevaplarını vermeye.
Eğer bir websiteniz varsa ve gelir kazanmayı düşünüyorsanız mutlaka sitenizin tanıtımını yapmanız yani kullanıcılara ulaşmanız gerekir. Bu tanıtımı yapabileceğiniz kanallar kabaca;
- Google Reklamları: Google reklamları ile müşterilerinize rahatlıkla ulaşabilirsiniz ve websitenizin tanıtımını yapabilirsiniz. Ancak elinizi cebinize atmaktan çekinmemeniz gerekir. Her reklam kanalında olduğu gibi AdWords reklam yönetimi de sizin için maliyetli olacaktır.
- Instagram – Facebook Reklamları: Özellikle üye kazanımı için tercih edilen Instagram – Facebook reklamları da, en az AdWords kadar maliyetlidir. Bir süre kesenin ağzını Instagram veya Facebook için de açmanız gerekir yani…
- Diğer sosyal medya kanalları: Twitter ve Linkedin’e reklam vermek için oldukça güçlü olmalısınız. AdWords ve Facebook’a göre oldukça pahalı olan bu iki firma, gelişi güzel açılan reklamlar ile canınızı oldukça sıkabilir.
- Satış ortaklığı: Reklam kanalları arasında nispeten en az maliyetli olan kanal: Satış ortaklığı yani affiliate kanalıdır. Ancak unutulmamalıdır ki bu pazarlama yöntemi ile oluşacak satışlardan komisyon vermeniz gerekecektir.
- Offline reklamlar: Televizyon, gazete ve dergilerde yayınlayacağınız reklamların geri dönüşleri oldukça uzun zaman alır ve cebinizden oldukça yüksek bedeller çıkar.
Yukarıda anlattığım reklam kanallarının hepsi olmasa da birkaçını kullanmayan e-ticaret sitelerinin işleri gerçekten de zor. Yani yukarıda saydıklarımı yapmamalısınız demiyorum, hatta yapmanız şart diyorum. Peki ben bunları neden anlattım, SEO ile ne alakası var? Açıklayayım..
İster yeni kurulan bir firma olun isterseniz bir e-ticaret devi, düzenli SEO çalışmanız için mutlaka seo hizmeti almalısınız. Reklam bütçelerinizin çok altında bedeller ile dönüşüm oranlarınızı maksimize edebilir, internet dünyasındaki kalıcılığınızı perçinlemiş olursunuz. Unutmayın ki, organik sonuçlardan gelen müşteriler, hem marka bilinirliğinizi hem de satışlarınızı tahmin edemeyeceğiniz kadar arttıracaktır.
Önemli SEO Araçları
- Semrush => Full dijital pazarlama servisi veren ajanslar için
- Moz => Daha çok SEO çalışmalarını içeride yapan büyük firmalar için
- Searchmetrics => Full dijital pazarlama servisi veren ajanslar için
- Ahrefs => SEO Ajansı veya freelance SEO uzmanları için
- Deepcrawl => SEO Ajansları için
- Majestic => SEO Ajansı veya freelance SEO uzmanları için
- Spyfu => SEO Ajansı veya freelance SEO uzmanları için
- Screaming Frog => SEO Ajansı veya freelance SEO uzmanları için