Madem Dünyayı gezemiyoruz bizde Dünyayı ayağınıza getiririz. Avrupa’nın En Güzel Köyleri listemizi gördüğünüzde neden gitmedim yada keşke gidebilsem diyeceğiniz öyle yerler olacak ki!!!
Belli mi olur Avrupa’nın En Güzel Köyleri sizin için hayal olmaktan çıkar belki birgün gidersiniz. Tek temennimiz budur ilkesi ile çıktığımız bu güzel makalede sizlere iyi eğlenceler dileriz.
Bibury – İngiltere
İngiltere’nin batısında dağlık River Coln bölgesindeki Gloucestershire ilçesine ait, tipik dik çatılı taş evleri ile ilginç, turistik güzel bir köy. 19. yy’da yaşamış sanatçı – yazar William Morris, burası için, İngiltere’nin en güzel köyüdür der. Tarihi dokusunu bozmadan koruyan bu köy için yapılan bu yorum pek de haksız değil aslında…
17. yy’da bal rengi taşlarla inşa edilmiş evler, 1600′lü yıllarda dokumacıların kulübelerine çevrilmiş. Bridget Jones’un Günlüğü ve Stardust gibi filmlerin çekimi de Bibury’de yapılmış. Cotswolds’taki Coln Nehri üzerinde yer alan bu köy, keyifli bir hafta sonu turu ya da yeşiller içinde bir kaçamak için ideal bir yer. Köylerimiz ve kültürel dokumuz her geçen gün TOKİ’ye teslim olurken, doğru bir bakış açısı ile, bir köyün nasıl avantaja çevrilebileceğini Bibury bize fısıldamakta…
Cennetten Bir Köşe: Bled – Slovenya
Slovenya’da Alpler’in İncisi olarak bilinen Bled peri masallarındakine benzeyen bir bölgede küçük bir kasaba. Burası belki de Avrupa’nın en güzel kasabalarından birisi. Slovenya’nın kuzeybatısında, Julian Alpleri’nin ormanlık yamaçlarında ve zümrüt yeşili gölünün ortasında bir ada bulunan Karavenka Dağları’nın dibinde kurulmuş burası. Kasabanın kuzeyinde, sarp kayalıklar üzerinde, tarihi 11. yüzyıla dayanan büyüleyici Bled Kalesi yer almaktadır. Kale, 17. yüzyılda yeniden inşa edilmiş, 1950’ler de onarılmış ve yeniden şekillendirilerek müze haline getirilmiş.
Bled Gölü’nün üzerindeki adada küçük, beyaz bir 17. yüzyıl kilisesi bulunuyor. Efsaneye göre, bir kocanın yeni gelini kucağında taşıyarak 99 taş basamakla kiliseye kadar çıkması mutlu bir evliliği, çanın çalınması ile hayallerin gerçeğe dönüşmesini garanti ediyor. Efsane işte, gerçekte de inançlarında boşanma zor olduğu için Slovenya halkı pek evlenmiyor. Bir zamanlar Yugoslav kraliyet ailesinin oturduğu yer olan Bled, 20. yüzyılın başlarında sağlık kaplıcası olarak ün kazanmış, devamında da Tito’nun yazlık dinlenme yeri haline gelmiş. Günümüz de ise pek çok ziyaretçiyi barındırdığı doğal güzellikler nedeniyle bir mıknatıs gibi kendine çekmekte…
Başkent Ljubljana’ya yaklaşık bir saat uzaklıkta olan Bled, her sene milyonlarca doğasever ve sporcuyu ağırlıyor. Kayak ve kış sporları konusunda adeta bir üs haline gelen Bled, yaz aylarında ise gölde düzenlenen doğa sporları ve yüzme aktiviteleri ile ünlü. Kano sporları bölgenin baş tacı sporlarından. Ljubljana’ya yaklaşık bir saat uzaklıkta olan Bled’e kara ve demir yolu ile ulaşmanız mümkün. Buraya eriştikten sonra Bled’in 30 kilometre güneybatısındaki Bohinj Gölü ve Triglav Milli Parkı’da görülecek yerler listesinde olsun mutlaka. Bu arada buralara yolunuz Temmuz ayında düşerse, gölün üzerinde binlerce yanan mumun yüzdürüldüğü Rikli festivaline de şahit olabilirsiniz belki de…
Colmar – Fransa
Pitoresk; durumu ve görünüşü resmi yapılmaya değer olan görüntüler için kullanılan bir kelime. Aşağıda kısaca tanıtmaya çalıştığımız yerler bu kelimenin hakkını fazlasıyla veriyor.
Fransa’nın Alsas bölgesinde yer alan Colmar, Fransız ve Alman mimarisinin, kültürünün ve ruhunun eşsiz bir karışımı. Fransa’nın gizli mücevherlerinden biri olan Colmar, gerçek hayatta da fotoğraflarda olduğu kadar renkli. Kasaba Alsas Şarap Yolu boyunca yer almakta ve “Alsas şarap başkenti” olarak anılmakta.
Cong-İrlanda
Doğasıyla ve mimarisiyle gözlerinizi alamayacağınız bir kasaba daha. Akarsularla çevrili olan Cong köyü, County Mayo ve yemyeşil çatılarıyla bilinen Galway’ın arasında, tam sınırda bulunuyor.
En büyük tarih mirası olan Taşköprüler, Ortaçağ manastırı kalıntıları ve Castle Ashford, daha sonraları lüks bir otele dönüştürülmüş, Viktorya tarzı arazi.
Peynir ve çikolata kokulu bir yer Gruyères – İsviçre
Gravyer diye bildiğimiz dillere destan İsviçre peynirine adını veren La Gruyère, peynirin yanı sıra çikolata fabrikası ve çikolata treniyle çok lezzetli bir seyahat rotası. İsviçre’nin en güzel köy/kasabalarından Gruyères’in yanı sıra Broc, Charmey, Maleson, Bulle ve Jaun köylerini de içine alan rüya gibi bir bölge. İsviçre’nin iki dilli (Fransızca-Almanca) kantonlarından Fribourg sınırları içinde, Montrö’ye 40 km uzaklıkta. İşte La Gruyere gezisinde yapılacak şeyler ve gezilecek yerler için pratik bir rehber…
Gruyères
2014 yılında Batı İsviçre’nin en güzel köyü seçilen Gruyères, ortaçağ karakterini günümüze kadar bozulmadan korumuş. Bölgeye ve bölgenin dünyaca meşhur peynirine adını veren Gruyères, çiçeklerle süslü evleri ve sokaklarıyla masalsı bir köy. Saane Nehri’nin kenarında, 800 m yükseklikte bir tepede yer alan köyde araba yasak. Peynir cennetine gelmişken İsviçre’nin meşhur yemeği Fondü yemeden dönmeyin.
Château de Gruyères
Köyün tepe noktasındaki Gruyères Şatosu (ya da Kalesi) 13. yüzyılda yapılmış. Yıllarca kontlara ev sahipliği yapan mekan, çeşitli el değiştirmelerden sonra 1938 yılında Fribourg Kantonu tarafından satın alınıp müzeye dönüştürmüş. Şatonun tarihini keşfetmek isteyenler için her 30 dakikada bir multimedya gösterisi var.
Gruyère Peyniri
Gruyère peyniri nasıl yapılır diye merak edenler için adres: Gruyères köyü yakınlarındaki La Maison du Gruyère tesisleri. Böyle büyük bir fabrikadan ziyade şöyle küçük, geleneksel, otantik bir dağ mandırası arayanlar için de Moléson’daki Fromagerie d’Alpage Mayıs ayından Eylül’e kadar açık. Bu üretim yeri küçük olduğu için gitmeden önce rezervasyon yapmakta fayda var.
Hallstatt – Avusturya
Avusturya’nın en güzel kasabalarından olan Hallstatt Almanya Avusturya sınırında Salzburg şehrinin 80 km güneydoğusunda bulunuyor. Dünya üzerinde cennetten bir parça mı görmek istiyorsunuz? O zaman hemen bir Hallstatt seyahati organize edin ve UNESCO Dünya Mirasları Listesinde yer alan ve göl kenarına kurulmuş bu masalsı kasabada kendinizi kaybedin.
Hoi An, Vietnam
Hoi An’da insanlardan daha fazla fener olduğunu söylenir. Zengin kültürü ve tarihi ile size sonsuza kadar unutamayacağınız bir Güneydoğu Asya macerası yaşatacak büyüleyici bir yerdir.
